Türk Dış Politikasında Yumuşak Güç ve Diplomasi Kültürü

Yazıcı-dostu sürüm

Tahran Yunus Emre Enstitüsünde “Türk Dış Politikasında Yumuşak Güç ve Diplomasi Kültürü” konulu bir panel yapıldı. Panele konuşmacı olarak İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Talha Köse ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Bayram Sinkaya katıldı. Panelin oturum başkanlığını ise ORSAM Başkanı ve TOBB Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şaban Kardaş yaptı.

Doç. Dr. Şaban Kardaş oturumu başlatırken ORSAM ve diğer düşünce kuruluşlarının gerek Türkiye’de ve gerekse Türkiye’nin komşularıyla güzel ilişkiler oluşturmak istediğini söyleyerek sözü ilk konuşmacı olan Doç. Dr. Bayram Sinkaya’ya verdi.  Sinkaya özetle: “Ben üniversitede İran üzerinde çalışmak istediğimi hocalarıma söylemiştim. Hocalarımız o zamanlar bana çeşit çeşit görüş ve şartlar öne sürdüler. Bir hocamız sekülerliğinden ödün vermezsen çalışabilirsin, bir hocamız da milliyetçiliğinden ödün vermezsen çalışabilirsin demişti. Muhtemelen o vakitler İranlı bir öğrenci de Türkiye için çalışmak istediğini söyleseydi onun hocaları da ona farklı görüşler ve şartlar öne sürerdi. Bizler iki ülke olarak Osmanlı döneminde İslam noktasında buluşuyorduk. Ama şimdi modern dönemde şu sorunlar bizim önümüzde engel teşkil ediyor. Türkiye’de Türk Milliyetçiliği ve Sünnilik İran’da ise İran milliyetçiliği ve Şiilik ön plana çıkıyor. Biz İslam toplumunun ayrılmaz parçalarıyız. Bunlar yanlıştır ve bizi bir birimizi anlamamıza engel olmaktadır” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Talha Köse ise “Dünyada ve Türkiye’de Yumuşak Güç ve Diplomasi kültürü hakkında; “Türkiye, Latin Amerika, Afrika ve ile özel olarak ilgilendi. Osmanlı coğrafyası ile de ilgilendi. Türkiye’nin dış politikası sadece dış işleri bakanlığının çalışanlarından olmasa gerek. Türkiye yakında dönemde kültürünü, edebiyatını ve dilini yurt dışında tanıtmak için Yunus Emre Vakfı ve buna bağlı olan Enstitüleri devreye sokarak bu alanda insanlığa güzel hizmetlerde bulundu. Türkiye daha önce de THY ile de birçok ülkeye kendi kültürünü götürüyordu. Başta yemek kültürü sayabiliriz. Yurt dışında yaklaşık 154 noktaya uçan THY ile uçmak insanlar için bir ayrıcalık oldu. Bunun yanında Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA, AFAD ve Kızılay’ın yanında sivil bir örgüt olan İHH ile gerek bölge ve gerekse dünyanın her hangi bir yerine insani yardımlar ulaştırıldı. İşte bütün bunlar Türkiye’nin yumuşak gücü ve diplomasi kültürünü oluşturuyor” diyerek sözlerini bitirdi.

Panel soru cevap faslıyla sona erdi.